Eski Öğretmenevi önünde düzenlenen basın açıklamasını parti yöneticisi Nurettin Korkmaz okudu.
Korkmaz, kentin uzun süredir ciddi bir su sorunu yaşadığını belirterek, bunun halkın yaşamını felç ettiğini vurguladı. “En temel insan hakkı olan temiz suya erişimin engellenmesi, kabul edilemez bir durumdur. Yıllardır kayyım zihniyetiyle yönetilen kentimizde, sorunların çözümü yerine çözümsüzlük dayatılmaktadır” dedi.
“Hakkari’nin su kaynakları 3 kente yetecek güçte”
Hakkari’nin Türkiye’nin en zengin kar suyu kaynaklarına sahip illerinden biri olduğuna dikkat çeken Korkmaz, buna rağmen halkın susuz bırakıldığını ifade etti. İçme suyu kaynaklarının doğru kullanılmaması, isale hatlarındaki arızalar ve altyapı yetersizliğinin krizi derinleştirdiğini söyledi.
Şebeke suyunun haftada ancak birkaç gün verildiğini ve hijyen koşullarının sağlanmadığını belirten Korkmaz, “Hastanelerde muayene edilen yurttaşlarımıza hekimler tarafından bizzat ‘şebeke suyunu içmeyin, hazır su tüketin’ denilmektedir. Bu durum, halk sağlığının doğrudan tehdit altında olduğunun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.
“Kayyım politikaları su projelerini engelledi”
DEM Parti yöneticisi, belediyenin kayyım yönetimi altında ciddi hizmet kayıpları yaşandığını savundu. 2014 yılında belediyenin başlattığı su projesinin 2015’te hayata geçtiğini, ancak 2016’da kayyım atanmasıyla yarıda bırakıldığını hatırlatarak, “Eğer o proje tamamlanmış olsaydı, bugün Hakkari merkezi 24 saat kesintisiz su alabilecekti. Ancak kayyım politikaları nedeniyle proje askıya alındı ve halkımız eski hatlardan verilen yetersiz suya mahkûm edildi” dedi.
Korkmaz, halkın iradesiyle yönetilen dönemde su sorununun kalıcı şekilde çözülmesi için önemli adımlar atıldığını, ancak kayyım süreciyle birlikte bu girişimlerin sekteye uğratıldığını ifade etti.
“Geçici değil, kalıcı çözümler gerekiyor”
Açıklamanın sonunda Korkmaz, güvenlikçi politikalar yerine halkın ihtiyaçlarının esas alınması gerektiğini belirterek, yetkililere çağrıda bulundu:
“Su sorunu artık geçici çözümlerle geçiştirilemez. Kalıcı çözüm ancak halka ait olanın halka geri verilmesiyle mümkündür. Bizler bu uygulamaları kabul etmiyor, halkın iradesine sahip çıkıyor ve mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”