COLEMERG HABER / MİMAR KAYA
İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6,9 şiddetindeki deprem sonrası gözler aktif fay hatlarına çevrildi. Türkiye’de bilinen irili ufaklı aktif fay hatlarından bir kaçı Hakkari ve çevresin de risk oluşturuyor.
Hakkari Üniversitesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Mehmet Nuri Bodur, kent çevresinin 1. derece deprem riski altında olduğunu anımsatarak, yaşanacak olası bir depremde önlemler alınmadığı taktirde büyük çapta maddi ve manevi zararın yaşanacağını söyledi.
‘HAKKARİ 1’İNCİ DERECE DEPREM BÖLGESİDİR’
Kent genelinin depremselliği üzerine çarpıcı tespitler ve önerilerde bulunan Jeoloji Mühendisi Bodur,”
Hakkâri başta olmak üzere Yüksekova ve Şemdinli fay hatlarının, Bitlis - Zagros (Bindirme Kuşağı) ve Salmas (İran) Fay Zonunun yakınında yer aldığını ve kentin 1. derece deprem bölgesi riski taşıdığını” söyledi.
‘GEÇMİŞTEKİ DEPREMLER YAŞANACAK RİSKLERİ GÖSTERİYOR’
1908 Başkale (M=6.0), 1930 Salmas-İran (M=7.2), 25 Ocak 2005 Hakkari-Sütlüce (M=5.9) ve 27 Ekim 2011 Yüksekova (M=5.2) depremlerinin yaşattığı olumsuzlukları anımsatan Prof. Dr. Bodur,” Hakkâri ili ve çevresinde meydana gelen depremler, bölgenin deprem etkinliğinin ve buna bağlı oluşabilecek risklerin göstergesidir” dedi.
‘HAKKARİ MERKEZ BÖLGEDEKİ AKTİF FAYLARIN ETKİSİ ALTINDA’
Hakkari il merkezinin, genel olarak bölgedeki aktif fayların etkisi altında olduğu ifade eden Prof. Dr. Bodur,” Geçmişte meydana gelen bölgesel depremlerin etkisiyle oluşan kırıklı, çatlaklı ve heyelanlı bölgelerin mevcudiyetine rağmen bu tür alanlardaki yapılaşmaların yoğunlukla ve hızla devam ettiği görülmektedir”
‘DENETLEMELER YAPILMAZSA KAYIPLAR YAŞANIR’
Prof. Dr. Bodur,” Bu tür yapılaşmaların 2018 ve 2019 yıllarında Resmi Gazetede yayınlandığını anımsatarak,” Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Kapsamında Yapılacak Binalarla ilgili uygulama Esaslarına Dair Tebliği’ne uygun olarak gerçekleştirilmediği ve denetlenmediği takdirde oluşabilecek deprem hasarlarının önlenmesinde geç kalınarak çok büyük maddi ve manevi kayıpların olması kaçınılmazdır”
‘YÜKSEKOVA’NIN ZEMİNİ YAPILAŞMAYA UYGUN DEĞİL’
Özellikle şehir olmayı bekleyen en büyük ilçe olan Yüksekova’nın, artan nüfusu ile birlikte, yerleşim alanlarının plansız ve çok katlı yapılaşmayla olası depremle birlikte önemli sorunları beraberinde getireceği düşünüyoruz diyen Prof. Dr. Bodur,” Oysa bölgenin en önemli sorunu zemin özelliğidir. Yüksekova, Hakkari il merkezine göre nispeten daha kötü. Yeraltı suyu seviyesinin oldukça sığ derinliklerde. Hatta bazı bölgelerde özellikle ova kesiminde yüzeyde olduğu, yerleşimin yoğunlaşmaya başladığı ve zemin özelliklerine uygun yapılaşmanın da gerçekleştirilemediği görülmektedir”
‘YERLEŞİM ALANLARININ KONTROLÜ ÖNEM ARZ ETMEKTE’
Son olarak alınması gereken önlemlere de değinen Bodur,” Depremlere bağlı maddi ve manevi hasarlarda; bölgesel jeolojik ve jeoteknik koşullarla birlikte, depremler sonucu meydana gelebilecek can ve mal kayıplarını önlemek bakımından yerleşim alanlarının seçimi ve yapılaşmanın gerçekleştirilmesi birinci derecede önem arz etmektedir. Aksi takdirde bölgede meydana gelebilecek depremler sonucu büyük oranda maddi ve manevi hasarların oluşabileceğini söylemek mümkündür” ifadelerini kullandı.