ANKARA’YI GALİBA KANDIRIYORUZ!

Hakkâri’miz de torpil, rüşvet, adam kayırma hızla ortadan kayboldu. Yerine tek çatı altında toplanan referans komisyonları kuruldu. Nerede mi?

Liyakat ehlini görmeyen, referansla borusunu öttürenlerde,

Hak, hukuk, adaletle övünen ama bu üç terimi ayaklarına paspas yapanlarda,

Bizde fakir zengin, akraba - dost farkı yoktur söylemini ağzına sakız yapan gönüllerde,

“Hakkâri de hayat var” mış. Doğrudur herkes nefes alıp veriyor. Lakin Seyir tepesi, Golazürya tesisi, Tek tip bina boyama ihalesi, Kayak merkezi fabrikalarına gidecek ne yolumuz, ne işimiz ne imkânımız ne de yetecek nefesimiz var... Çünkü! O üretmeyen fabrikalarda evine çoluk çocuğuna aş götüren yüzlerce çalışanın vardiya değişim listesini kaybettik. öncelikleri, aciliyetleri sona aldık. Listeyi ters yüz ettik.

YERLİ FABRİKALARIMIZ

İşçiyi asgari ücretle gösterip, yarı maaşla sigortasız çalıştırma fabrikası,

Yangında evine hala itfaiye aracı ulaşamayacak yolsuz evler fabrikası,

İhaleyle yapılan istinat duvarları, su kanalları, havuz, konutlar; ayını yılını doldurmadan yıkılıp tekrar ihale edilme fabrikası,

Nice işsiz gençleri gurbetten geri çekme fabrikası,

Köylere(üretime) teşvik ama köy yollarını iki kepçe toprakla kapatma, öğrencilerin düşe kalka çamura batma fabrikası,

Şehri tek girişli, tek köprülü yola mahkûm etme fabrikası,

Mezarlıkları sahipsiz, bakımsız, yeşilsiz kendi haline terk etme fabrikası,

Nice maliyetlere mal edilen dinlenme parklarını sahiplenmeme fabrikası,

Liyakat ehli ya da kura yerine referansla adam kayırma fabrikası,

Sıfır TOKİ’ler de vaktinde denetlenmesi ihmal edilen tadilat fabrikası,

Akmayan kesintisiz su fabrikası...

Sayamadığım nice fabrikalarımız mevcutken ne gerek var?

SÖYLEM FABRİKALARINA

2010 yılında Hakkâri Otluca 80 kişilik su paketleme fabrikasına,

2017 yılında 4.500 kişinin istihdam edildiği metal fabrikasına,

2020 yılı 800 kişilik tekstil fabrikasına…

ANKARA’YI GALİBA KANDIRIYORUZ

Değerli İç İşleri Bakanımızı kim, nasıl, hangi bilgiyle bilgilendirdi ki? Antalya da YİKOB toplantısında Hakkâri de 7/24 sular akıyor dedirtiyor…

Ankara’yı iki güzel süslenmiş fotoğrafla, geçecekleri güzergâhları bir gün önceden pırıl pırıl yıkamakla, yeni yapılmış kurdeleli bir eseri gezdirmekle Ankara’yı, Hakkâri’ye taşıyoruz. Ama neden işsizleri bir fabrikaya bağlayacak imkânı bulamıyoruz? Tüketmekten üretimi unutuyoruz...

Bürokrasi hayali gerçekleştirmeden, gerçekleşmiş gibi bilgi alıp veriyorsa bu yöneticiliğinden bihaber demek değil mi?

Makam ve mevkilere yaslanırken vicdanı rahat olanlara selam olsun.

Selam olsun; uyurken vicdan azabıyla sağa sola kıvranmayanlara…

Selam ve dua ile…