CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuşmaya devam ediyor. Grup toplantısında asgari ücretin vergilerden muaf tutularak 4 bin TL olarak ödenmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, iktidara yüklenerek, "Bir maske dağıtmayı dahi beceremediniz" dedi.

Devlet bütçesinin 83 milyon vatandaşa değil yalnızca tefecilere açıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Covid-19 dünyanın ortak sorunu. Bu ortak soruna alınan önlemler… O kadar çaresiz ve stratejiden yoksunlar ki Covid-19 olayını yönetemediler. Hala yönetemiyorlar. Esnafa faydamız olsun dediler, sanayiciye faydamız olsun dediler, kuryeciye faydamız olsun dediler, bakkala faydamız olsun dediler, kahveciye faydamız olsun dediler program açıkladılar daha işin en başından. Otelde konaklar ve uçakla seyahat ederseniz KDV’yi yüzde 18’den yüzde 11’e indirdik. Hayattan bu kadar kopmuş bir anlayış. Yardım edeceklerine vatandaşa IBAN numarası verdiler, “Ne olursun bize yardım et” dediler. Salgın bir hastalık döneminde bana dünyada bir örnek göstersinler, vatandaşına yardım etmek için vatandaşından dileniyor" diyerek tepki gösterdi.

'ORGAN TİCARETİNE SIFIR VERGİ'

"Mali Eylem Görev Gücü diye bir kuruluş var üyelerden biri de Türkiye. Bu gelen teklif, günü kurtarma teklifidir. Yıl sonuna kadar bunu çıkarmak zorundayız diyorlar. Arkadaşlar sen siyasi nüfus sahibi kişilerin devleti soymasının önüne geçen düzenlemeyi getiriyor musunuz, hayır. Neden getirmiyorsun?" diyerek AKP'ye çağrı yaptı.

Bu düzenlemeler ile yoksulun, işçinin, emekçinin hakkının savunulacağına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Asgari ücretliyi vergiye tabi tutarsanız, yurtdışından gelip milyonları getiren adamdan bir kuruş vergi almazsanız. Biz emeklinin ve emekçinin hakkını savunacağız. Türkiye’den paraları götür, arkasından buraya getir ve vergi ödeme. Uyuşturucu paraları, organ ticareti yapanların paraları, fuhuş üzerinden ticaret yapanlar paralarını Türkiye’ye getirirse hiç vergi yok. Şu kendisini muhafazakar partisi olarak tanıtan partiye bakın" diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Uşak'ta kadın üniversite öğrencilerinin çıplak aranmasına ilişkin yaptığı açıklamara değinen CHP Genel Başkanı, "Uşak'ta öğrenciler gözaltına alınıyor ve çıplak aramaya mağdur kalıyorklar. AKP seçmenlerine sesleniyorum, "Sizin evladınız, sizin kızınız böyle bir duruma mağduur kalsa tepki gösterir misiniz? Doğru değil! Hangi gerekçe ile üniversite öğrencilerini çıplak aramaya tabi tutarsınız. Reddediyorsunuz ortaya çıkıyor. Hem de geçmişten beri var" diyerek hükümete ve cezaevi idarecilerine seslendi.

'SEVAL TÜRKEŞ DEMOKRASİYE İNANMIŞ BİR İNSAN'

"Ben saygı değer hanımefendi Seval Türkeş'i ziyaret ettim. Seval Hanım, demokrasiye inanmış, parlamentonun saygınlığına inanmış değerli bir insan. Bir mafya bozuntusunun, bir siyasal partinin destekçisi olması ve o siyasi partinin de bu mafya bozuntusuna sahip çıkması Cumhuriyet tarihinde bir ilkti ve buna açık yüreklilikle karşı çıkıyordu. "

10 Ekim’de katledilenler anıldı 10 Ekim’de katledilenler anıldı

'SARAYDAN TALİMAT ALAN HAKİMLAR VAR'

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yakın ilişkisi olan hakimlerin ve savcıların olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Adaletsizliği dağıtanlar adaletli karar verebilir. Sarayın sofrasında oturanlar evlerine gittiği zaman nasıl rahat uyuyorlar? Adaletli bir hakimin karşısında nasıl duruyorlar" diyerek hakim ve savcıları adalete çağırdı. Kılıçdaroğlu, "Evet adalet dedik. Yaptığım konuşmalarda sık sık Mevlana’dan Hacı Bektaş Veli’den söz ederim. Adalet sadece bizim değil tüm dünyanın saygı duyduğu bir kavram. Fatih Sultan Mehmet, Kadı’yı satın aldığı gün adalet ölür, adaletin öldüğü gün devlet bölünür. Fatih Sultan Mehmet’ten söz ederler ama asla Fatih’in adaletinden söz etmezler. Adaleti dağıtan kurumun adı adliyedir. Adaleti çürütmeye devam ediyorlar. Bir hakim, sarayın telkinleri ile hakaret ediyorsa gerçekten hakim değildir. Saray’ın talimatı ile hukuksuzluk baş tacı edilirse, en büyük haksızlık kuruma yapılmış olur. Anayasa Mahkemesi sıradan bir mahkeme değildir. Eğer bu kişide onur varsa, toplu iğne ucu kadar onur varsa adaylıktan çekilir. Ben adaylıktan çekiliyorum der. Bugüne kadar çok farklı görüşlerde kişiler atandı, hepsine saygı gösterdik. Kendi iradesini Saray’a ipotek edenden hâkim olmaz. Biz oraya siyasi militanlar mı yerleştiriyoruz yoksa davalara baksın diye hâkim mi yerleştiriyoruz. Cumhurbaşkanı’nın davaları ile akıbet sorulunca cevap vermeyen hâkim, Afyonkarahisar’a sürüldü. İşte bunlara hakim denir" diyerek Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), tarafından kısa bir süre önce Yargıtay üyeliğine seçilen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'ın, AYM üyeliğine aday olmasına tepki gösterdi.

'ADALETİ DAĞITMASI GEREKEN KURUMUN ADALETSİZLİĞİ'

Kılıçdaroğlı sözlerini şöyle sürdürdü: "İrfan Fidan vakasına gelmek istiyorum. Yargıtay üyesi. Yargıtay kanunun 25. Maddesi diyor ki, kendilerine önerecek dosyaları gerektiği zamanda inceleyecek ve kararları yazacaklar. Üyesi bulundukları kurumlarda görüşmelere katılmak, dairenin işleyişini sağlama konusunda başkana yardım etmek. Bu üç maddenin dahi tamamını yerine getirmiş, atandım daha ayakkabısının tozunu silemedim. 107 üyenin oyunu aldı. Arkasında kirli ilişkiler var ama 107 üyenin oyunu alıyorlar. Saray’dan alınan talimatlarla. Değerli arkadaşlar şu soruyu sormak lazım, daha dün geldi. Anayasa Mahkemesi üyeliğine liyakatin yetiyor mu?

Tam bir utanç tablosu. Yargıtay’ın birisi çıkıp da ya burada bir haksızlık var diyemiyor. Adaleti savunan bize düştü. İnsan haklarını, hukuku savunan bir parti olarak bize düştü. Nasıl oluyor da geliyor daha koltuğu ısınmadan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteriliyor. Böyle bir tablo nasıl oluyor. Normalde 2 Aralık’ta yapılması gereken seçimleri korona nedeniyle ertelediler. Şu anda korona yok mu? Adaleti dağıtması gereken kurumun adaletsizliği dağıtması gibi bir şey olabilir mi? 100 yıllık tarihi olan bir mahkeme. Anayasa Mahkemesi’ne bir kişinin talimatı ile yön vermek için eğilip bir mahkeme tablosunu dünyaya sergileyemezsiniz. Yargıtay bir de kendi internet sitesinde misyonunu belirlemiş.

Adalet dağıtması gereken, adil olması gereken bir kurumun adaletsizliğin altına imza atması kadar acı bir şey var mıdır! Kendi hakkına ve hukukuna sahip çıkmaktan aciz olan bir mahkeme. Bir kişiyi AYM’ye bir kişinin talimatıyla göndermek için eğilip bükülen bir mahkeme tablosunu siz dünyaya sergileyemezsiniz, hakkınız yok ama yaptılar."

'KULÜPLER ALMADIYSA BU PARA NEREDE?'

Geçtiğimiz hafta oynanan Süper Lig karşılaşmasında gerçekleşen protestoların ardından yayıncı kuruluş BeINSports' kulüplere paralarının ödendiğini açıklamıştı. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu'ndan yapılan açıklama ise henüz paraların ödenmediğine ilişkin oldu. Bu konuya dair, 'Paralar nerede' diyen Kılıçdaroğlu, "Futbol karşılaşmalarını bir dönem satın almışlardı sonra biz bu parayı ödemeyeceğiz dediler. Doları sabitlediler, 2019 için 4 lira 50 kuruş gibi. Kulüpler ile Katarlı şirket arasında 90 milyon lira düşürdüler. Bununla birlikte 300 milyon lirayı devletin ödediği söylendi. Daha sonra Katarlı şirket bizim talebimizi karşılamadı dediler. Şirket daha sonra biz parayı ödedik diye açıklama yaptı. Soru şu, spor kulüpleri bu parayı almadığına göre bu para nerede? Bu para nereye gitti. Hiç kimse bilmiyor. Ama öde diyen parayı almıştır. Nerede bu para" ifadelerini kullandı.

'HAMZA YERLİKAYA SAHTEKAR'

"Hamza Yerlikaya’nın bir numaralı sahtekar olduğunu Türkiye Cumhuriyeti’ndeki herkesin bilmesini istiyorum"
diyerek Hamza Yerlikaya'nın sahte çıkan diplomalarına değinen Kılıçdaroğlu, "Eski AK Parti Milletvekili orada lise mezunu, TBMM’nin resmi sitesinde üniversite mezunu görünüyor. Bu sahtekâr bir dönem Cumhurbaşkanı Baş Danışmanlığı yaptı.Siz bunu getirip, başdanışman olarak atıyorsunuz. Pes! Şu devletteki çürümeye bak. Herkese meydan okuyorum diyor. Sahte diploma almadığını iddia ediyor. Şöyle savunma yapıyor: Ortaokul mezunu olduğunu, lise mezunu olmadan yüksek tahsil yapamadığını söylüyor. Hamza Yerlikaya’nın bir numaralı sahtekar olduğunu Türkiye Cumhuriyeti’ndeki herkesin bilmesini istiyorum.Tam bir yavuz hırsız. Bakın bu kadar ağır eleştirilerime karşı isterim ki beni mahkemeye versin. Hamza Yerlikaya, sahte diplomalarla bir bankanın yönetim kurulu üyeliğine atandı. Bankayı soyarsa, kimse şaşırmasın. Hamza Yerlikaya’yı mutlaka Hazine ve Maliye Bakanı da Merkez Bankası Başkanı yapmalıyız.