Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) Diyarbakır'da bulunan İrtibar Bürosu'nda basın toplantısı düzenledi. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne değinerek konuşmasına başlayan Günay, engelsiz bir yaşam ve özgür bir ülke yaratana dek mücadele edeceklerini ifade etti.

'ÖZGÜR ÜLKE SALDIRISI MGK KARARI SONUCU'

Yine 3 Aralık 1994 tarihinde Özgür Ülke Gazetesinin İstanbul’daki merkez binası ile Ankara’daki büronun bombalanmasının yıl dönümü dolayısıyla saldırıyı bir kez daha lanetlediklerini vurgulayan Günay, hakikat arayışında olan özgür basına yönelik bu saldırıların faillerini tanıdıklarını vurgulayarak, "Dönemin başbakanının imzası ile MGK toplantısında alınan karar sonucu saldırı gerçekleşti. 26 yıldır bu katliamın sorumluları korunmaya, kollanmaya çalışılsa da halkın vicdanında mahkum edildiler, gerçek adalet ve yargı önünde de yargılanmaktan kurtulamayacaklar" dedi.

'ASGARİ ÜCRET 4 BİN TL OLMALI'

Günay, son günlerde asgari ücret tartışmalarının milyonlarca insanı ilgilendirdiğini ifade ederek, oluşturulan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun katılımcı olmasını istedi. Günay, asgari ücrete ilişkin ise "İktidarın tek taraflı 'yaptım oldu' dayatması ile asgari ücret belirlenemez. Biz Asgari Ücret Komisyonu’nun daha fazla işçi ve emekçi temsilcisinin katılımıyla genişletilmesini istiyoruz.

İktidar katılımcılığa karşı; yoksulları, emekçileri ilgilendiren bu görüşmeler sonucunda her zamanki gibi cüzi bir artış ve bir yıl boyunca sefalet ücreti uygulamak istiyor. Savaşa, saraya ve yandaşlara kıyak yapan, bu ülkenin kaynaklarını bu kesimlere peşkeş çeken, yandaş sermayeye vergi affı getiren iktidar, sıra işçilere emekçilere gelince 'zor günlerden geçen ülkemizde herkes fedakarlık yapmalı', 'müminin görevi yoklukta sabretmektir' hamasetine başlıyor. Bugünden itibaren Emek Komisyonumuzun öncülüğünde bütün il ve ilçe örgütlerimiz asgari ücret 4 bin TL olmalı talebiyle eylem ve etkinlikler düzenleyecek" diye konuştu.

'KÜRT SORUNU HAKİKATTİR'

AK Parti-MHP yönetiminin Türkiye'yi çözümsüzlük siyasetiyle yönettiğini dile getiren Günay, "Kürt sorunu bu ülkenin hakikatidir ve hiçbir manipülasyonla, yalanla, hileyle örtülemez, ertelenemez, görünmez kılınamaz. Çözülmüş gibi gösterilemez. Kürt sorunu bir hakikat olarak orta yerde duruyor. Bu sorun ülkenin aynı zamanda ekmek sorunudur, alın teri sorunudur, ortak yaşam sorunudur, demokratik değerlerle yaşama sorunudur. Öldürdük, yaktık, yıktık denilerek aşabilecek bir sorun değildir" dedi. Günay şöyle devam etti:

CHP'li Başkan istifa etti: 'Erdoğan'ın emrinde devam edeceğim' CHP'li Başkan istifa etti: 'Erdoğan'ın emrinde devam edeceğim'
'İMRALI'DAKİ TECRİT ÜLKENİN TAMAMINDA UYGULANMAKTA'

On yıllarca tecrit politikasını derinleştirip daha sonra Kürt sorununu bitirdiğinizi mi söylüyorsunuz? Bu vesile ile belirtmek isteriz ki bugün ülkedeki sosyal-siyasal-hukuksal tüm tecridin kaynağı da İmralı’da uygulanan insanlık ve hukuk dışı tecrittir. İmralı’da uygulanan tecrit artık ülkenin tamamında uygulanmaktadır.

Krizler içinde debelenen ve her açıdan siyaseti tüketmiş, yalan siyaseti ile ayakta kalmaya çalışan bu çürümüşlük; çatışarak değil barışarak, sağduyu ile ortadan kalkar. 11 yıl önce yazılan bir ‘Yol Haritası’nı bahane ederek Sayın Öcalan’a disiplin cezası vermek, darbe mekaniğinin aslında içeride işlediğinin göstergesidir. Çözüm sürecinin yol haritasına yasak getirenler, mafya ve kirli yapılara ön açıyor. Bu mu sizin yolunuz?

'İMRALI'DA 2,5 YIL ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜNÜZ'

20 yıldır bütün imkânsızlıklara rağmen, barış için, çözüm için, diyalog için kapıları aralamaya çalışan Öcalan ve onun çözüm iradesi var. 2,5 yıl İmralı'da kendisiyle görüştünüz. Ondan önce 2 yıl Oslo'da dolaylı görüşmeler yaptınız. Bu sorunu bir haftada çözerim diyen bir lidere tecrit uygulamak sorunu daha da büyütmekten başka bir anlama gelmez. Ülkenin kurtuluşu Dolmabahçe Mutabakatına dönmekten geçiyor.

Demokratik siyasette ısrar eden Öcalan’a kulak vermekten geçiyor. Öcalan konuştukça ölümler duruyor, tecrit oldukça silahlar konuşuyor. HDP olarak demokratik siyasetin geliştirilmesini talep eden, evrensel hukuk içinde formüle edilen çözüm önerimizi sunmaya devam ediyoruz. Demokratik uzlaşı özgür bir siyaset ve evrensel hukuk çözümün ana sütunlarıdır. Diyalog ve müzakere bu sütunların harcıdır. Bundan dolayı açıkça diyoruz ki: Bizim için onurlu barış ve demokratik siyaset tarzı esastır. Bunun yolu da Sayın Öcalan’a uygulanan ve hiçbir hukuki ve ahlaki temeli olmayan tecridin kaldırılmasından ve diyalog kanallarının açılmasından geçiyor.