Tarihçi Murat Bardakçı, Habertürk'te yayımlanan bugünkü yazısında Mustafa Kemal'in Sultan Vahdettin'in İstanbul’dan ayrılmaya teşebbüsü hâlinde linç edilmesi için verdiği yazılı emirin olduğu belgeyi konu aldı. Bardakçı, belgenin 100 yıldır gizli kaldığını açıkladı.

Bardakçı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son padişahı Sultan Vahdeddin’in bir İngiliz savaş gemisiyle Türkiye’den ayrılmasının 100. yıldönümü vesilesiyle kaleme aldığı yazıda, Mustafa Kemal'in kendisi hakkında linç talimatı verdiği belgeyi açıkladı. Bardakçı yazısında, "Burada, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde 01013068-13 numarada bulunan, son padişahın memleketinden ayrılması konusunda büyük önem taşıyan ama tam bir asır boyunca gizli kalan bir belgeyi, daha doğrusu bir “linç talimatını” yayınlıyorum..." ifadelerini kullandı.

Bardakçı'nın yazısının ilgili kısmı şöyle:

"Ankara’nın Erkân-ı Harbiye Reisi olan Fevzi Paşa, yani sonraki senelerin Maraşal Fevzi Çakmak’ı, 2 Kasım’da Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’ya 5466 numaralı ve “zâta mahsus” bir yazı göndererek Vahideddin’in “firar hazırlıklarında bulunduğu” yolunda haberler alındığını bildirdi.

Fevzi Paşa’nın yazısı şöyle idi:

“Son zamanlarda İstanbul’dan aldığımız raporlarda Vahideddin’in memâlik-i ecnebîyeye (yabancı memlekete) firarından bahsolunuyor. Ezcümle (özellikle, meselâ) saray mahâfiliyle (çevreleri ile) temasta bulunan bir mutemet (güvenilir kişi) tarafından bu firar hazırlıklarında bulunulduğu ihbar edilmekle arz-ı keyfiyet olunur”.


Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa’nın yazısı üzerine iki gün sonra, o sırada işgal altındaki İstanbul’da Ankara’nın temsilcisi olarak bulunan ve sonraki senelerde “Bele” soyadını alacak olan Refet Paşa’ya şifreli bir telgraf gönderdi, Telgrafın metni Fevzi Paşa’nın yazısının yeraldığı sahifenin alt tarafına yazılmıştı ve şöyle deniyordu:

“İstanbul’da sarayda memâlik-i ecnebîyeye (yabancı ülkeye) firar için hazırlıklarda bulunulduğu istihbar edilmiştir (haber alınmıştır). Tahakkuku halinde ahali vasıtasıyla muhalefet edilmesi, mecburiyet görüldüğü takdirde aynı vasıta ile linç tatbiki, daha şedîd (şiddetli) icraatta bulunulması, bu suretle firara hiçbir veçhile meydan verilmemesi lâzımdır”.

Mustafa Kemal Paşa, bu telgrafın metninde daha sonra kendi eliyle ve kırmızı bir kalemle bizzat değişiklik yapmış ve metnin altını yine aynı kalemle imzalamıştı.

"Şarkıyı istedim vermediler. Bende Kürtçe olarak düzenledim ve okudum" "Şarkıyı istedim vermediler. Bende Kürtçe olarak düzenledim ve okudum"

Refet Paşa’ya gönderilen talimatın son şekli, şöyle idi:

“Dersaadet’te (İstanbul’da) Refet Paşa Hazretleri’ne,

Vahideddin’in memâlik-i ecnebîyeye (yabancı memlekete) firar için hazırlıklarda bulunduğu istihbar edilmiştir (haber alınmıştır). Tahakkuku (gerçekleşmesi) halinde ahali vasıtasıyla linç tatbîki lâzımdır. Bunun temini mercûdur (rica olunur). Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi, Başkumandan Mustafa Kemal”.


Tam metni ilk defa bugün burada yayınlanan bu son derece önemli belge, Sultan Vahideddin’in bir İngiliz savaş gemisi ile İstanbul’dan ayrılmasının sebebini de bir yerde aydınlığa çıkartmaktadır...

Millî Mücadele senelerinde sarayın tutumu, çıkartılan idam fetvaları ve 30 Ağustos’taki büyük zafer münasebeti ile Vahideddin’in Ankara’yı bir türlü tebrik etmemesi gibi sebeplerle o günlerde sadece Ankara’da değil, İstanbul’da da Vahideddin’in aleyhinde bir hava hâkimdir. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasının öncesinde ve sonrasında Meclis’te padişah hakkında ağır sözler sarfedilmekte, İstanbul’da da yine Vahideddin’in aleyhinde yer yer gösteriler yapılmaktadır.

Sultan Vahideddin’in General Harington’a gönderdiği İngiltere’ye iltica mektubunda kullandığı “İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğümden...” ifadesinin sebebi bu gelişmelerdir ve padişah, memleketten ayrılacağının ortaya çıkması hâlinde linç edilmesi için verilen talimattan da bir şekilde haberdar olmuş olabilir. Üstelik, o günlerde meydana gelmiş benzer bir kanlı bir hadise de vardır: Gazeteci Ali Kemal’in 6 Kasım 1922’de İzmit’te linç edilmiştir!

Tam metnini ilk defa burada üzerinde herhangi bir yorum yapmadan yayınladığım bu son derece önemli belgenin, Sultan Vahideddin’in bir İngiliz savaş gemisi ile İstanbul’dan ayrılması tartışmalarına bundan böyle bambaşka bir boyut getireceğine eminim."