Konya’nın Meran ilçesinde Dedeoğlu ailesine yönelik gerçekleştirilen ve 7 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya tepkiler çığ gibi artarken bir tepkide Hakkari’den geldi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi öncülüğünde, HDP, KESK, BARO, ÖHD, DİSK, TMMOB ve Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Konya’daki ırkçı saldırıya ilişkin basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını dışarıda yapmak isteyen gruba polis Hakkari Valiliğinin 15 gün süreyle eylem ve etkinlikleri yasakladığı gerekçesiyle izin vermedi. Dernek binası önünde toplanan grup adına ÖHD Eş sözcüsü Av. Harika Günay Karataş, basın açıklamasını okumaya başladı. Polisler valilik yasağını gerekçe göstererek gruba dağılmamaları halinde müdahale edeceğini iletti. Karataş, engellemelere rağmen açıklamasını okumaya devam etti.

Çevik kuvvet polislerinin gelmesiyle ellerinde “Em rê nadin nijadperestiyê” Faşizme geçit vermeyeceğiz” yazılı pankartı almaya çalıştı. Pankartları vermemek için direnen gruba çevredeki vatandaşlarda ıslık ve alkışla destek verince kısa süreli gerginlik yaşandı.

Gerginlik esnasında açıklama yapan Av. Harika Günay Karataş Konya’da, Kürtlere yönelik gerçekleştirilen; planlı ve kolektif olduğu aşikâr olan vahşi ve barbar saldırıyı en güçlü şekilde kınadığını söyledi.

Bu saldırıda 7 yoksul Kürt, gözü dönmüş ırkçılar tarafından ve herkesin gözleri önünde katledilmişti diyen Karataş,” 12 Mayıs 2021 tarihinde aynı Kürt aile, ağır şekilde saldırıya maruz bırakılmış ve sonrasında saldırganlar cezasızlık politikasıyla ödüllendirilip serbest bırakılmıştı.
Herkes gördü, herkes şahit oldu! Biz Kürtler için Roboskiler hiçbir zaman bitmedi. Bazen rütbeli polisler ve askerler, bazen de sivil giyimli “Türklük şuur ve bilinci, Anadolu ilim ve irfanı”na sahip olmasıyla övünen kişilerce katliamlar sürekli bir hale getirilmek istendi. Elbette ki, bu katliamların hiçbiri bir istisna veya münferit değildir. Bilakis Dersim’den, Zilan’dan, Çorum’dan, Gazi’den bizler katliam meraklısı bu vahşi yüzleri gayet iyi tanıyoruz.
Bütün halkımızın bilmesini isteriz ki, Konya’da 7 yoksul Kürt köylüsü katledildi. Ve bunun temel nedeni de onların Kürt olmasıdır. Bu da yetmemiş olacak ki, her zaman olduğu gibi gerçekleri ters yüz etmek için pusuda bekleyen yandaş medya, bu vahşetin üstünü örtmeye çalışıyor. Aynı yandaş medya, daha önce ırkçı saldırılara maruz kalan Kürtlerin durumuna ilişkin açıklama yapan baroları, manşetlerinden hedef göstermiş ve yeni ırkçı saldırıların önüne baroları atmak istemişti. Bu cenahların yaydığı haberlere hiç kimsenin itibar etmediğini elbette ki biliyoruz.
İktidarın uzun bir süredir kullandığı nefret dili ve kışkırtıcı söylemler, bu katliamın olmasında etkili olmuştur. Bununla beraber cinayet öncesinde hükümetin gerekli önlemleri almadığı da aşikardır.
15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra dağıtılan ve kimlere verildiği bilinmeyen silahların bu tür ırkçı cinayetlerde kullanılma olasılığını kimsenin gözden uzak tutmaması gerekir.
Buradan kamuoyuna sesleniyoruz; hemen hergün, Konya’dan, Trabzon’dan, Ankara’dan bölge kentlerine gelip “sosyal deney” adı altında yöre insanının “misafirperverliğini” ölçüp- tarttıktan onları “alkışlayıp, aferin bravo, işte bölgedeki kardeşlerimiz, kimse bizi bölemez” dediğiniz yoksul Kürtler, sizin yaşadığınız kentlerde, sivil olduğu bilinen barbarlarca katlediliyor. Buna karşı durmayacak mısınız? Yoksa sessiz kalmaya, “nasılsa öldürülen Kürt, bize ne?” demeye ve hiçbir şey olmamışçasına yaşamaya devam mı edeceksiniz? Bu barbar saldırıdan sonra barış ve demokrasiden yana olan herkesin bu soruya cevap verme mükellefiyeti vardır.
Bu vahşice işlenen cinsyete dair ortaya çıkan görüntülerde, kendilerini ülkücü olarak tanıtan ve o bölgede tek bir Kürt’ü barındırmayacaklarını söylemelerine rağmen, hala olayın ırkçılıkla alakası olmadığını söyleyen kesimler bu cinayetin üstünü örtme failleridir.
Orman yangınlarından bile ırkçılığı ve milliyetçiliği körükleyen anlayış bu vahşi saldırıdan sorumludur.
Ölenler hiçbir zaman geri gelmeyecek. Ama ülkemizdeki bütün topluluklar aynı derecede eşit ve onurlu bir hayat yaşamadığı sürece, hiçbirimiz yatağa rahat giremeyeceğiz. Tarih de bunu yüzyıldır göstermedi mi zaten?
Ülkede bir beka sorunu varsa, o da tam olarak bu ırkçı ve barbar saldırılardır. Bu tür vahşi katliamları yapan barbarlar, ülkenin bekasına mı sahip çıktığını zannediyor? Konya’da oturan yoksul Kürt’ü öldürüp cansız bedenini evinin içinde ateşe verince mi bu ülkenin bölünmez bütünlüğü sağlanacak?
Konya’da vuku bulan katliam, bizatihi Kürt halkının varlığına yapılmış ve son derece derin tarihsel geçmişi olan bir vakadır. Bu olayın üstünün örtülmesi, bir sonraki olası katliamlara davetiye çıkaracak ve saldırgan ırkçı güruhları yeni katliamlar konusunda heveslendirecektir. Hükümetin ve devlet kurumlarının bir an olsun unutmaması gereken husus budur.
Tekrar bu barbar saldırıyı en güçlü şekilde kınıyor, Kürt halkına ve katliama maruz kalmış ailenin geride kalan fertlerine baş sağlığı, metanet ve sabır diliyoruz” dedi.

Hakkari'de 'Kadına yönelik şiddetle mücadele' toplantısı yapıldı Hakkari'de 'Kadına yönelik şiddetle mücadele' toplantısı yapıldı