Hakkında “Organize suç örgütü yöneticisi ve üyesi olmak” suçlamasıyla soruşturma başlatılan Sedat Peker’in bir hafta içerisinde yayımladığı beş video da Türkiye’nin gündemine oturdu. Her videoda başka iddialar dile getiren Peker’in açıklamalarına henüz hiçbir savcı tarafından soruşturma açılmadı. Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili soruşturma başlatılmamasını yargının AKP’ye bağımlı olduğu, AKP’nin de yaşanan ilişkilerin ne kadar içinde olduğunun işareti olarak yorumladı.

Gazete Kolektif’ten Miray Mert’e konuşan, Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, son günlerde Sedat Peker’in video paylaşımları ile Türkiye’de mafya-siyaset ilişkilerine dair hiçbir hukuki adımın atılmamasını değerlendirdi.

Seçimin İptal durumunda yenileme seçimlerinin yapılacağı tarih belli oldu Seçimin İptal durumunda yenileme seçimlerinin yapılacağı tarih belli oldu

Hukukçu Eminağaoğlu, yaşananları adeta bir mafya dizisine benzeterek bu dizideki karakterlerin ve rollerin gerçek olduğunu vurguladı. Eminağaoğlu, Gazete Kolektif’e yaptığı açıklamada Anayasa’nın AKP iktidarı için bağlayıcılığının kalmamasının yanı sıra hukuk ve yargının, AKP’yi denetleyemeyecek, hesap soramayacak hale getirildiğini belirtti.

Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, suç örgütü lideri Sedat Peker’in YouTube hesabında paylaştığı videoları şöyle yorumladı:

“Türkiye’de televizyonlar yayınladıkları dizilerle halkı ekranlara bağlamıştı. Bu yetmezmiş gibi şimdi de adeta bayramda gösterime giren yeni bir dizi gibi, bu mafya dizisinin her seferinde yeni bir bölümü, her bölüm hakkında da dizi kahramanlarının beyanları gündemde. Diğer dizilerden farkı ise bu dizideki karakterler gerçek ve bu karakterler kendi gerçek rollerini oynuyor. Kirli ilişkiler ortaya konuluyor. İşin en ilginç yani özellikle yargı oturmuş bunu seyrediyor. Evet bu anlatım şaka değil gerçek ve de içler acısı, yaşanan gerçekler de keşke bu kadar olsa. Yaşananlar, izlenenler ve bir kısmı toplum önüne konulan ilişkiler, bu ilişkilerin iktidar dahil güç odakları ile bağlantıları”“YARGI, TARİHİNİN EN BAĞIMLI DÖNEMİNİ YAŞIYOR”

“Anayasa’nın AKP için neredeyse bağlayıcılığın kalmaması bir yana, hukuk sistemi ve yargı öyle bir hale sokulmuş durumdaki, AKP iktidarını sınırlandıramıyor ve denetleyemiyor” diyen Eminağaoğlu, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) soruşturma başlatmamasını değerlendirdi:

“Türkiye’de mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesinden sorumlu ve görevli olan organ HSK. 13 üyesi olan bu Kurul’un 13 üyesinin 13’ü de partili Cumhurbaşkanı ve de Cumhur İttifakı’nın sayısal çoğunluğuyla TBMM tarafından belirlenmiş durumda. HSK, tarihinin en bağımlı dönemini yaşıyor. Yargı organlarının, başsavcılıkların bu yaşananlar karşısında doğrudan soruşturma açması gerekirken, tüm bu yaşananları seyreden iktidar gibi yargının da yaşananları seyretmesi demek, yargının bağımsız olmadığı, hatta iktidara ne kadar bağımlı olduğu ve iktidarın da yaşanan ilişkilerin ne kadar içinde olduğu demek. Aksi halde bu sürecin yargı tarafından seyredilmesi düşünülebilir mi? Bir hukuk devletinde bu süreci seyreden savcı ve başsavcıların görevde kalması veya böyle hareketsiz kalan o savcı veya başsavcılara HSK’nın soruşturma açmaması, soruşturma açmayan HSK üyelerine bile soruşturma açılmaması düşünülebilir mi? Yani yargı hele de 2017 Anayasa değişikliği sonrası HSK’dan alıp ilgili başsavcılıklardan çıkarsak tepeden tırnağa bağımsızlığı elinden alınmış durumda. “

AKP’nin yargı önünde hesap vermek yerine mafya ile söz düellosuna girdiğini belirten Eminağaoğlu şunları kaydetti:

“Her sınırlandırılamayan, denetlenemeyen iktidar gibi AKP iktidarı da, mafya ile söz düellosuna girerek, onlara koruma bile tahsis ederek, süreci seyrederek, onlara alan ve ortam yaratarak, hatta açık davranmayıp, ilişkileri konusunda anayasal organlar önünde hesap vermeyip kaçarak olabildiğince kirlenmiş durumda. İddialar karşısında alnım ak, veremeyecek hesabım yok demeden, ancak çatışma ve sataşma dili ile gündemin değiştiriliyor. Bu arada Peker’in açıklamaları karşısında yargı susunca yine mafya öne çıkıyor ve mafyadan devlet yasalarıyla değil mafya hesap sorar; mafya, mafya kanunları ile hareket eder, mafya kendi ilişkilerini ortaya dökmez misali mafyadan mafyaya cevaplar bile söz konusu oluyor”

”Geçmişteki ve şimdiki İçişleri Bakanları da iç işlerini, iç düzeni sağlayan değil aksine bozan açıklamalardan ve bu çerçevedeki ilişkilerden de geri durmayınca devlet kanunları işlemiyor o zaman da sanki mafya kanunları işliyor” diyen Eminağaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:“DEVLET KANUNLARI DEĞİL MAFYA KANUNLARI İŞLİYOR”

“İş o kadar vahim bir noktaya gelmiş durumda ki AKP, bir terör örgütünün terör örgütü olduğunu ancak kendisi ile çatışma içine girince, yine bir çıkar amaçlı suç örgütünün suç örgütü olduğunu ancak kendisi ile çatışma içine girince kabul ediyor. O ana kadar her nedense bu yapıların üzerine gidilmiyor. İşte 'FETÖ' olayı işte Peker olayı ve daha niceleri. Kendisinin bu yapılarla çatışma öncesi durumunu da aldatıldım kandırıldım, anlayamadım gibi gerekçelerle aklıyor. Bu sözlerle aslında bu ilişkilerin dibine kadar da içinde olduğunu itiraf da ediyor ama asla sorumluluk kabul etmiyor, böyle bir yargı sistemi içinde de kendisinden hesap sorulmasına set çekiyor. Bu nedenle AKP ve mensupları doğrudan veya dolaylı olarak her türlü ilişki içine girmekten geri durmuyor. Daha çok yakın bir zamanda Ticaret Bakanı konusunda da görüldüğü gibi, AKP’den asla hesap sorulamıyor. Hatta hukuk düzeni içinde söz konusu olamayacak bir iş AKP üzerinden gerçekleştirildiğinde, hatta bir şekilde AKP’ye bulaştığında, hesap sormak bir yana neredeyse adeta meşruiyet kazanıyor. Türkiye’de hukukun üstünlüğünün yerini gücün hukuku almış durumda”

“HESAP SORULAMAYAN BİR İKTİDAR”

Tüm bu ilişkilere bakınca görülenin tek adama dayalı parti devleti yaratan AKP iktidarında devletin hukuk düzenin işlemez hale geldiği, hesap sorulamayan bir iktidarın ortaya çıktığını kaydeden Eminağaoğlu değerlendirmelerine şu sözlerle son verdi:

“Bir yanda terör örgütü 'FETÖ' ile ilgili yaşananlar, diğer yandan çıkar amaçlı suç örgütü konularında yani mafyatik ilişkilerde yaşananlar, işte Peker ve Çakıcı konularında yaşananlar, 128 milyar dolar konusunda yaşananlar, öne çıkan ihaleler ve daha birçok konularda yaşananlar… Tüm bunlarda yargı ya hiç adım atmıyor ya da hukukun dışında ve mağduriyet yaratacak biçimde, sonradan her şeyin boşa çıkmasına yol açacak biçimde adımlar atıyor. Diğer yandan ise iktidar gücü karşısında hukuk ve demokrasi içinde hareket eden herkes üzerinde yargı da kullanılarak baskılar yaratılıyor."