Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Medyascope TV’de gazeteci Ruşen Çakır’ın konuğu oldu.

Davutoğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik girdaptan iktidarın yaşadığı değişime, Kürt meselesinden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu’nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle oldu:

MÜTEAHHİTLERİN ÖDEMELERİ HİÇ GECİKTİRİLMEDİ AMA VATANDAŞ BORÇLANDIRILDI

Bu kritik dönemde Atatürk Havalimanı'nın pistlerini kırarak müteahhitlere kaynak aktarıldı. Müteahhit ödemelerinde hiç gecikme yapılmadı fakat dar gelirli kesimlerin ödemeleri hep ertelendi ve krediye dönüştürüldü. Bu baştan itibaren yanlıştır. Eğer bir parasal genişleme yapıyorsanız bunu müteahhitlere değil, dar gelirli vatandaşa vermeliydiniz. Sağlık, eğitim ve tarım dışındaki kamu harcamaları durdurulmalıydı. Müteahhitlere yapılan ödemeler revize edilmeliydi. İsraftan vazgeçilmeliydi.

KENDİ ŞATAFATLARINDAN TEK BİR MİLİM GERİ ADIM ATMADILAR
Kendi lükslerinden, israflarından, şatafatlarından tek bir milim geri adım atmadılar ama halktan para toplama yoluna kadar gittiler. Gelecek nesiller borçlandırıldı. Şimdi yapılması gereken önce müteahhitlerle anlaşmaların revize edilmesi, ardından da bütünüyle gözden geçirilmesi lazım.

ALBAYRAK CUMHURBAŞKANI'NIN ISRARI İLE MİLLETVEKİLİ OLDU

Berat Albayrak'ı şahsen tanımazdım, o gün baktım ki partide herkes çocuğunu, yakınını potaya sokmaya çalışıyor. Dedik ki siyasilerin birinci derecede yakınları milletvekili adayı olamaz. Cumhurbaşkanı'nın ısrarı üzerine milletvekili oldu.

TÜRKİYE’DEKİ BÜTÜN SARAYLARA SIĞMAYAN BİR CUMHURBAŞKANI

Recep Tayyip Erdoğan her şeyiyle değişti. Keçiören'de bir mahalle arasında oturan ve saygı gören bir Başbakan'dan Beştepe ve Türkiye'deki bütün saraylara sığmayan bir Cumhurbaşkanı'na geçiş, olumsuz bir değişimdir. Yolsuzluklarla mücadele için açık ve şeffaf ihale döneminden, Türkiye'deki bütün ihaleleri gizli ortakların da bulunduğu şirketlere veren değişim, negatif bir değişimdir. Yasaklar konusunda şiir okudu diye hapiste yatmasından dolayı özgürlükçü görünen bir siyasetçiden, en yakın zamanda bile kendisiyle birlikte olan insanları bile hain, terörist gören birine değişim kötü bir değişimdir.
KÜRTLERİN DİLİNİ KONUŞMASINI İHANET GÖREN BİR ANLAYIŞ VAR
Türkiye'de bir grubun kamu düzenini yok eden bir özgürlük tanımı var. Öbür tarafta da Kürtlerin dilini konuşmasını bile ihanet gören, Kürtlerin seçme seçilme hakkının yok edilmesini, kayyum düzenini savunan bir anlayış var.

KCK düzeninden kayyum düzenine geçildi. Bugün bize iktidar nasip olsa Sur'da hakları ihlal edilmiş tüm vatandaşların haklarını geri veririz. Bir tek vatandaşımın hakkının gasp edilmesine izin vermem. Göreve devam etseydim bir Başbakanlık Ofisi de Diyarbakır'da açacak ve belli aralıklarla Bakanlar Kurulu'nu orada toplayacaktım. Benim Diyarbakır'a olan sevgimi herkes bilir. Daha akademisyenken Diyarbakır üzerine makaleler yazmış bir insanım. Sur'un en iyi şekilde korunması bizim için bir namus meselesidir. Bir gün inşallah Diyarbakırlıların da desteğiyle iktidara gelince Sur'u asli Diyarbakır evlerinden oluşan bir hale getireceğiz.

GÜNEYDOĞU’DAKİ KISKACI GELECEK PARTİSİ KIRACAK

Güneydoğu'da seçmen AK Parti'nin güvenlikçi ve özgürlüklerden kopmuş diliyle PKK ve HDP'nin kamu düzenini ihlal eden dili arasına sıkıştırılmış durumda. Gelecek Partisi Güneydoğu'da bu kıskacı kıracak. KCK düzenine de kayyum düzenine de karşıyız. HDP'ye şunu diyoruz, terörle aranıza net bir çizgi koyun. Siyasi bir mücadele verecekseniz bunu netleştirin. AK Parti'ye de şunu söylüyorum, demokratik mücadele içinde ortaya çıkan tablodan rahatsız olmayın, demokratik mücadeleyi siz verin.

BU PARTİYİ DAVUTOĞLU’NUN PARTİSİ OLARAK KURMADIK

Biz Gelecek Partisi'ni Davutoğlu'nun partisi olarak kurmadık. Biz Gelecek Partisi'ni bir neslin partisi olarak da kurmadık. Çok iddialı bir şekilde söylüyorum, Gelecek Partisi kurumsallaşmış ve on yıllar, yüz yıllar sürecek bir siyasi gelenek oluşturacaktır.

BİR YANDA KHK’LILAR BİR YANDA FETÖ OKULLARINDA OKUMUŞ İNSANLAR BAKAN OLDU

Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin

KHK yoluyla cezalandırılan insanların normal hukuki prosedürlerden geçmeksizin bedel ödüyor olmalarını doğru görmüyorum. Bir yanda KHK'lılar var, bir yanda Türkiye'de FETÖ okullarında okumuş insanlar Bakan oldu, kimse bunu sorgulamıyor. Azledilen Hazine ve Maliye Bakanı misal. Çifte standart uygulanıyor.