Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kobane eylemleri döneminde yaptıkları görüşmelerde dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın kendilerine, "Güvenlik güçleri içerisinde kontrol edemediğimiz gruplar var" dediğini hatırlattı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis'te düzenlenen grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan, 28’i tutuklu 108 kişi hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan Kobane davasının dün görülen ilk duruşmasını değerlendirdi. Davanın 'Türkiye tarihinin en büyük kumpas davalarından biri' olduğu söyleyen Buldan, gün boyu devam eden duruşmanın 'hukuksuzluklarla dolu' olduğunu belirtti.
"Adliye önündeki basın açıklaması yapmamıza, basının çekim yapmasına izin verilmezken içeride ne olduğunu siz düşünün" diyen Buldan, pandemi önlemleri gerekçesiyle avukatların büyük kısmının salona alınmamasına tepki gösterdi. Buldan, salonun hemen hemen yarısının asker ve polislerle dolu olduğunu hatırlattı.
'HDP YARGILANAN DEĞİL, YARGILAYAN OLACAKTIR'
HDP'li siyasetçilerin avukatları olmadan kimlik tespitlerinin yapılmasına da tepki gösteren Buldan, "Taraflı olduğunu saklamayan mahkeme başkanının tavrı tam bir suçluluk psikolojisi içerisinde olduklarını bizlere bir kez daha gösterdi" dedi.
Buldan, "Bu kumpas davasında HDP yargılanan değil, yargılayan olacaktır. Bu dava hükmün önceden verildiği bir AKP davasıdır. Bu dava, 7 Haziran'ın, 31 Mart'ın intikam davasıdır" diye konuştu.
'PROVOKASYONUN BAŞLANGICI ERDOĞAN'IN 'KOBANE DÜŞTÜ, DÜŞÜYOR 'AÇIKLAMASI'
2014 yılında IŞİD'in Kobani'ye yönelik saldırılarının ardından Türkiye'de başlayan Kobane eylemlerindeki provokasyonun başlangıcında dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan'ın 7 Ekim'de Antep'te yaptığı "Kobane düştü, düşüyor" açıklamasının olduğunu söyleyen Buldan, şu hatırlatmalarda bulundu:
'İÇİŞLERİ BAKANI 'KONTROL EDEMEDİĞİMİZ GRUPLAR VAR' DEDİ'
"İmralı heyeti olarak tam 48 saat boyunca İçişleri Bakanlığı'nda bu provokasyonların önüne geçmek için mesai harcadık. Dönemin İçişleri Bakanı o gün bize, 'güvenlik güçleri içinde kontrol edemediğimiz gruplar var' dedi. Aradan 7 yıl geçmesine rağmen o kontrol edilemeyen güçlerle ilgili açılan tek bir soruşturma yoktur. O güçler neden yargı önüne çıkarılmadı? O dönem görev yapan vali ve emniyet mensuplarından kaçı 15 Temmuz darbe girişiminde yer aldı, kaçı halen görevde? 'Bu işi HDP'nin üstüne yıkarız, kurtuluruz' diyenler çok yanılıyor, gerçeklerin üzerini kapatamayacaklar."
'AK REFERANS ALMADAN KİMSE BU İŞLERE GİREMEZ'
Türkiye gündemine oturan kripto para vurgununa değinen HDP'li Buldan Thodex'in kurucusu Özer'in İçişleri Bakanı Soylu başta olmak üzere birçok AKP'li bürokrat ile birlikte verdiği pozları hatırlattı. Buldan, "Kriptocu yandaşlar, 2 milyon dolar çalarak ortadan kayboldular. Ne tesadüftür ki bu kişilerin hepsinin AKP'lilerle çekilmiş fotoğrafları ortaya çıkmaktadır çünkü referansları bellidir. İşbirliği yapmadan, AK referans almadan bu işlere kimse giremez" dedi.
Buldan, kendi bakanlığına fahiş fiyata deenfektan sattığının ortaya çıkmasının ardından görevden alınan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan hakkında soruşturma açılmamasına da tepki gösterdi.
'BU İNSANLAR TAŞ MI YİYECEK'
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın duyurduğu 'tam kapanma' kararına ilişkin de tepkilerini sıralayan Buldan, "Güvenceden ve destekten yoksun bir kapanma kararı alındı. İnsanları evlerinde açlığa mahkum eden iktidara bir kez daha soruyorum; insanlar taş mı yiyecek?" diye sordu.
"Bu rejimin adı yerli ve milli soygun düzenidir" diyen Buldan da "128 milyar dolara nerede?" sorusunu yineledi. Buldan, "Tane tane 128 tane yalan uyduruluyor ancak bir türlü açıklayamıyorlar" dedi.
Merkez Bankası Başkanı'nın "O İHA'lar, SİHA'lar bedava uçmuyor" sözlerini hatırlatan Buldan, "Bu söz, o rezervlerin Suriye savaşına harcandığının, ÖSO çetelerine maaş olarak verildiğinin itirafıdır" diye konuştu. Buldan, Merkez Bankası rezervlerinin büyük kısmının 31 Mart yerel seçimlerinde kullanıldığının 'sır olmadığını' söyledi.
'TECRİT POLİTİKASI ACİL BİR SORUN OLARAK DURMAKTADIR'
Buldan, konuşmasında cezaevlerinde PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin sona erdirilmesi talebiyle devam eden açlık grevlerine de değindi. Buldan, "Tecrit politikası bugün acil ve çözülmesi gereken bir sorun olarak durmaktadır. Kendi iç hukukunu, anayasasını yok sayan iktidar ülkeyi hukuksuzluk çemberine almıştır. Cezaevleri bu ülkenin kanayan yarasıdır" dedi.
'KADIN DÜŞMANLARINA HEM DERS OLSUN HEM DE DERT OLSUN'
İstanbul Sözleşmesi'nin feshinden sonra bir ayda en az 29 kadının erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiği, 2021 yılının ilk 3 ayında da en az 88 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Buldan, il ve ilçe binalarında kullandıkları pankartların engellemesine tepki gösterdi.
"İl, ilçe binalarımızda 88 kadının isminin asıldığı pankartları bile engellediler" diyen Buldan, "Kadınları katleden erkeklerin peşine düşmesi gereken iktidar, pankart avcılığına düşmüştür" ifadelerini kullandı.
Buldan, sözlerini, "Tek adam, İstanbul Sözleşmesi'nden çekiledursun; kadınlar bu sözleşmeyi her yerde bir bir hayata geçirecektir. Bu da kadın düşmanlarına hem ders olsun hem de dert olsun" diyerek tamamladı.