Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş İl Örgütü, 3’üncü Olağanüstü Kongresini “Demokrasi, özgürlük, barış ve adalet için bir el bir nefes” şiarıyla gerçekleştirdi. Kongreye HDP milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Dilan Dirayet Taşdemir, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Şevin Çoşkun, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk, kentin bir önceki dönem milletvekilli Sırrı Sakık ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın da aralarında olduğu çok sayıda isim katıldı.

Kentteki bir düğün salonunda düzenlenen kongrede salona “Özgürlüğümüz için örgütleniyoruz”, “Örgütlüyüz, güçlüyüz, kararlıyız” pankartları asıldı.

Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan kongre, HDP Muş İl Eşbaşkanı Sibel Genç ve Abdulbari Yiğit’in açılış konuşmaları ile başladı. Ardından Muş eski milletvekili Ahmet Yıldırım’ın kongreye gönderdiği mesajı okundu.

KOÇYİĞİT: HER EV HDP BİNASIDI

Kongrede partililere seslenen Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, zorlu bir coğrafyada zorlu bir mücadele yürüttüklerini söyleyerek sözlerine başladı. Koçyiğit, “Bugün hangi kazanımımız varsa içinde kan, gözyaşı ve keder var. Bütün kazanımlarımıza, partimize ve demokratik yaşam alanına saygı duymayan bir ceberut iktidarla karşı karşıyayız. İstiyorlar ki Kürt halkı statüsüz, onlar için var olsun ve onların seçmeni olsun. Bütün bu faşizmin karşında büyük bir direniş var. Bunun için bizi yenemiyorlar. Bizim varlığımızı yok sayanlara ve demokratik siyasetin dışına atmakta isteyenlere şunu söylemek istiyorum; her ev HDP binasıdır. HDP’nin etrafında kenetlenelim. Bugün bu kongre aslında gelecek dönemi inşa edeceğimizin bir adımıdır” dedi.

SAKIK: KÜRTLERİ DİYARBAKIR’DA HATIRLIYORLAR

Kentin partili eski milletvekili Sırrı Sakık da konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır ziyareti sırasında verdiği mesajlar üzerinde durdu. Sakık, “Kimin yolu Diyarbakır’dan geçmişse Kürtleri orada hatırlar ama Ankara’ya gittiklerinde Kürtler onlar için yoktur. HDP ile ilgili bir kapatılma davası var. Hiçbirimiz geri adım atmadık atmayacağız. 9 parti kapattınız, bitirebildiniz mi? HDP bütün kimliklerin bütün inançların partisidir. HDP bütün halkların umududur” ifadelerini kullandı.

Devamında “Türkiye, HDP ile yüzleşmek zorundadır” diyen Sakık, kimsenin HDP’ye arka bahçe muamelesi yapmaması gerektiğini vurgulayıp, “Kürtlerle ilgili ne plan ne projeleri varsa ortaya koysunlar” hem iktidara hem de muhalefete mesaj verdi.

Sakık, “İktidar daha önceki seçimlerden ders almalıdır. 31 Mart’ta iktidara ders veren bir HDP vardı. Biz hiç kimseye sırtımızı dayayarak buraya gelmedik. Bizim çizgimiz belli. Bizim çizgimiz 3’üncü yol. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, halka hakaret etmekten başka bir şey yapmıyor. Bahçeli’yi Muş’ta ya da Van’da gördünüz mü? Yüzde 5’lik oyla Türkiye’yi tehdit ediyor. Biz size boyun eğmeyiz” diye konuştu.

TÜRK: BU BASKILAR KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN

Yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ise, kapatılan Halkın Emek Partisi’nden (HEP) bu yana Kürt halkının büyük mücadeleler verdiğini dile getirdi.

Türk, “Halkımızın bu mücadelesi bizlere güç ve cesaret vermektedir. Muş kongresinde de büyük bir coşkunun ve katılımının olduğunu görüyoruz. Siyaset kutsaldır. Bizler için ne hastalık ne yaşlılık geçerli değil. Ölünceye kadar halkımız için mücadele etmekten geri durmayacağız. İktidara sesleniyorum; şunu iyi bilin ki artık sona geldiniz. Artık ırkçı ve milliyetçi zihniyetle bu ülkeyi yönetemeyeceksiniz. Siyasi partimize karşı oldukları için değil, Kürt halkına karşı oldukları için bir baskı var. Bu siyasi partiye mensup olduğumuz için değil, Kürt olduğumuz için baskılarla karşı karşıyayız. Bugün ırkçı milliyetçi zihniyete karşı halkımızı ikna etmemiz lazım. Çünkü örgütlü toplum ancak başarıya ulaşabilir. Her insanımıza ulaşmak, siyasetin Kürtler açısından ne kadar önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor” dedi.

BAYINDIR: ULUSAL BİRLİK EN BÜYÜK CEVAP OLUR

Türk’ün ardından DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır konuştu. Bayındır, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecrit politikasına karşı cezaevlerinde açlık grevi eylemini sürdüren tutukluları selamlayarak konuşmasına başladı.

Kürt halkının bu yüzyılda verdiği mücadeleyle, sahip olduğu lider ve örgütlenmeyle demokrasinin öncülüğünü yaptığını ifade eden Bayındır, şöyle devam etti: “Özellikle tarihten bu güne kadar işgalci olan devletlerin bugün yine Kürt halkının özgürlük mücadelesini kirli ve savaş politikalarıyla engellemek istiyor. Biliyoruz ki bu politikalara karşı Kürt halkı öncülüğünde demokratik mücadele hattı kurulmuştur. Bunun en büyük örneği Kürtlerin bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de demokrasinin öncülüğünü yapıyor olmasıdır. İşgalci devletler, buna karşın kirli politikalarıyla demokratik sisteme saldırıyorlar. Bu çerçevede Kürt halkının ulusal birliği sağlaması buna en büyük cevap olacaktır. Her saldırıyı Kürt halkı direnişiyle yendi. Ancak işgalci devlet Kürt halkı arasında iç savaş çıkararak, bu amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Kürt halkı eski Kürt halkı değildir. Kürt halkı Kürdistan’da ulusal birliği amaçlıyor. Hiçbir güç buna karşı duramaz. Her devlet de politikasını bu durumu göz önünde bulundurarak inşa edebilir.”

Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin Tanrıkulu, Bakan Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz istifa etsin

‘MUHATAP ÖCALAN’DIR’

Öcalan’a yönelik tecrit üzerinde duran Bayındır, tecrit politikasının her iktidarın Kürt halkına karşı başvurduğu yaklaşım olduğunu kaydetti. Bayındır, “Tecride karşı Kürt halkı tarihi bir direniş vermektedir. Tecrit politikası, başta Kuzey ve Doğu Suriye olmak üzere Kürt halkının yaşadığı her yerde kaybedecektir. Bunun en büyük örneği bu yılki Newroz alanlarını dolduran Kürt halkının tecride karşı verdiği mesajdır. Newroz’da Kürt sorununun çözümünde muhatabın Öcalan olduğu bir kez daha ifade edildi. Muhatap Öcalan’dır. Kürt halkı her alanda bu mücadeleyi veriyor. Burada sesleniyoruz; muhatabınız Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır” dedi.

BEŞTAŞ: KÜRTLER OLMADAN CUMHURBAŞKANI OLAMAYACAĞINI BİLİYOR

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise, 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne değinerek, ülkede 2016’dan beri kesintisiz bir darbenin olduğunu söyledi. İktidar karşı bir darbe ile 15 Temmuz’u fırsata çevirdiğini belirten Beştaş, “Allah’ın lütfü meselesi öyle bir lütfa döndü ki yiye yiye bitiremediler. En büyük darbeci AKP-MHP iktidarıdır. Onlardan büyük darbeci yoktur. O küçük ortak var ya, bu ülkeyi yüzde 5 oyla ‘yönetiyorum’ havasında. Sanırsın yüzde 60 oyla bu ülkeyi yönetiyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçenlerde Diyarbakır’a gitti. Ne dedi; ‘2015’te durduğum yerdeyim’ dedi. Bu ülkede yaşamasak, durup ‘ne diyor?’ deriz. Kürtler ve HDP’liler özellikle Kürt seçmen olmadan Cumhurbaşkanı olamayacağını biliyor” diye belirtti.

‘KÜRTLER OY DEPONUZ DEĞİL’

Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Partimize açtığınız kapatma davasında görüşme notları iddianamede kapatma sebebi olarak yer almış. Kobanê kumpas davasına herkesi davaya eklemişler. Sen niye yoksun o davada? Bu kapatma davasına konulan deliller eğer suçsa, -bize göre suç değil ama- AKP’nin de yargılanması gerekiyor. MHP’yle ortaklıklarının temel dayanakları Kürt düşmanlığıdır. Bütün dünyayla kavga ediyorlar sırf Kürt hak elde etmesin diye. Çünkü Kürt temel düşmanları. Kürt coğrafyası bazı siyasetler için ‘siyaset turizmi’ haline gelmiş. Yeni yeni keşfediyorlar. Bugüne kadar Muş ya da Diyarbakır yokmuş gibi keşif yapıyorlar. ‘Kürtlerin oyunu istiyoruz ama kendilerini istemiyoruz’ diyorlar. Kürdün adını söylemeden talebini görmeden oy falan istemesinler. Kürtler sizin oy deponuz değil.”

Konuşmaların ardından yeni İl Eşbaşkanlarını belirlemek üzere seçime geçildi. (MA)